İs kadını Cananın dönüsümü (Foto’lu)Canan 33 yaşında, 1.65 cm ve 53kg civarında beyaz tenli bir kadın. İstanbul’da ünlü bir giyim şirketinde satış danışmanı olarak çalışıyordu.Çalıştığı yer lüks mağazaların çokça bulunduğu Nişantaşı semtindeydi.Bu lüks mekanda Canan her gün giyimine özen gösteriyor, sade makyajını yaparak, genelde de giydiği minilerle ve özel seçtiği topuklularla göz kamaştırıcı oluyordu.Bu çekicilik ve müşterilerin beğenilerini duymak da onu bir hayli tatmin ediyordu.Çok naif olduğundan temiz duygularla yaklaşıyordu latifelere.Herşey bir öğleden sonrasında gün ağarmaya yakınken saat 5-6 aralarında başladı.Canan günlük vardiyasını bitirdikten sonra her zamanki sevdiği bej rengi bluzunu ve çalıştığı mağazada beğendiği çiçekli kısa mavi eteğini giyip turuncu babetleriyle kendisini dışarıya atmıştı.(Fotodaki elbisesi). Bugun çok sadeydi hiç makyajda yapmamıştı. Akşam sekiz’de Esra’nın Beylikdüzündeki evinde yemeğe davetliydi, kendini rahata hissedebileceği kıyafetlerle orada olmak istemişti ama biraz zamanı vardı.Yaklaşık yarım saat nişantaşı sokaklarında gezikten sonra beylikdüzü’ne otobüsle gitmek üzere durağa doğru gitmeye karar verdi. Esra’ya stajında cok emeği olmuştu ve yeni evinide onu ilk defa görecekti ve bu yüzden mutluydu.Ona Paşabahçeden de ev için küçük bir hediye almıştı. Yalnız evinin adresini tam olarak nereye yakın olup olmadığını bilmiyordu. Durağa vardığında gözüne ilişen birkaç kişiye yeri sordu ancak ne net cevap aldı ne de tam anladı ona söylenenleri, ancak kaçıncı durakta ineceğini Esra’dan öğrenmişti zaten, artık sonrasını varınca soracaktı. Otobüs 5 dk içinde durağa gelmişti ama anlaşılan bugun cok doluydu. Ayakta orta tarafda bir köşeye geçti.Sıcakda bilindik istanbul otobüsleri havasız olur. Otobüs dolu olunca da tabii ki hiç hoşlanmadığı ter kokusu yayılır, birkaç dakika geçmeden yanına geçen bir genç de buram buram kokan ter kokusu onu rahatsız etmişti ama tahammul etmesi gerektiğini biliyordu Canan. Telefonundaki haberlere bakmaya koyulmuştu ama bindikten belli süre sonra ona bakan bazı gözler belirdi. Onu uzun zamandır takip eden ve şu an uzun uzadıya bakıp yoklayan 27-28 yaşlarında bir genç ona yakın yerde ayakta duruyor ve ayak tabanlarından başlayarak, bembeyaz güzel bacaklarına, kalçasına bakıp duruyordu. Kendini kalabalıktan çıkarmış ve olabildiğince kadını kendi göz kadrajına almıştı ve telefonundan ara ara msj yazıyordu. Otobüs ilerlerken durakta inenlerin insanların sayısı artmış, otobusun içi biraz daha rahatlamıştı. 14-15 yaşlarında çocuk yaştaki iki ergen ise sanki hiç kadın görmemiş gibi hala ayakta duran Canan’ın diri vücuduna Cebeci travesti ve bacaklarını sulu ağızlarıyla bakıyorlardı. Aslında daha kadın girerken bembeyaz bacakları dikkatlerini çekmişti ama kalabalıktan göremiyorlardı. Otobüs giderken Canan bu iki ergenin bakışlarının farkında değildi, sadece yüzünü biran kaldırdığında bu iki çocuğu kendine bakarken farketti. Aslında buna benzer gözleri daha önce de görmüştü onun için isnifini bozmadan pencereden bakmaya devam etti. Yalnız hissettiği sanki sadece bu ergenler değil’de daha fazla kişinin ona baktığı olduğuydu.Bu sanki 6. his gibi bir şeydi ama biran rahatsız hissetti kendini, aslında giydikleri ona göre açık değildi, fazla dikkat uyandırmış olmasını anlayamadı ama begenilmek ne olursa olsun her zaman da hoşuna giderdi. İsnifini bozmadan hatta biraz sonra önünde boşalan boş koltuğa yerleştikten sonra rahat hareketlerle bacak bacak üzerine atmış pencereden dışarıya bakınmaya devam etmişti.Yaklaşık 1 saat sonra 13. durağa geldiklerinde Canan duraktan indi ve nereye gideceğini kestirmeye çalıştı, hava kararmıştı artık. Arkasından inen genç usulca sokulup “Pardon, size birşey sorabilir miyim? Kadri sk. nerededir?” dedi. Canan ” Burayı hiç bilmiyorum aslında. Peki siz Asuman sk.’ı bilir misiniz?” diye sorduktan ve arkadaşının adresini gösterdikten sonra inci pastanesinin yanındaki sokakdan ilerler ise, 5dk sonra Asuman sk’a çıkacağını oradan da hızlı domuşlarla 10-15dk içinde arkadaşının sitesine varacağını öğrenmişti bu gençten. Canan etrafına biraz bakındıktan sonra pastaneyi gördü ve yanından ilerleyerek biraz da yokuş yukarı çıkmaya başladı.Ergen telefonundan bir msj daha attı. Yol uzundu ve biraz daha yukarı çıktığında etraf sessizleşmiş, sağa doğru saptığı vakit ise yol iyice daralmıştı.Nereye gittiğini durup tereddüt etmeye başladığında arkada siyah bir jeep belirdi. İçerisinden gencin abi diye seslendiği Fatih yaklaşık 40’lı yaşlarda kır saçlı, bıyıklı, dağınık sakallı kısa boylu ama kilolu bir adamdı, Canan’a doğru yürüyerek “bayan nereye gidiyorsunuz, o yol kapalı buradan gelin lütfen” diyerek kadın’a yaklaştı, Canan tam adam’a adres sorarken, yanına yaklaşan adam birden Canan’a sert bir yumrukla yere indirdi. Çok aniden olanlar olmuştu, Jeep’in içinden 16-17 yaşında kaslı bir ergen daha inerek koşuyordu bu arada. Canan neye uğradığını şaşırmıştı, bir anda yerdeydi ve afallamıştı. Fatih ergene “Gel hmn taşıyalım karıyı” dedikten sonra kollarında 10sn içinde çok hızlıca jeep’in içerisine alınmıştı. Şimdi arka koltukda baygın yatarken, araba hızlıca yol alıyordu. Fatih ergene “Karının çantasını aç, cüzdanına Cebeci travesti bak hmn, nedir,kimdir” dedikten sonra kimlik kartından Cananın 33 yaşında olduğunu çıkardılar ve bekardı. Nakit parası nerdeyse cok azdı ama kredi kartları vardı. Fatih telefonda “Ağam daha önce söylediğim gibi, şimdi indirdik karıyı, kimliğine de baktım, karı 33 yaşında ve bekar, İstanbul’da bir senedir yaşıyor, müthiş bir birşey, orospunun fotosunu gönderiyorum, bembeyaz teni var, sana getirelim mi, hemen?” , Abdül Ağa biraz sessizlikten sonra “Eminsin değil mi takip edilmediğinden? “Evet ağam”, biraz durakladıktan sonra çok yavaş,biraz da boğuk sesle Ağa “Olur arkadan getir, çarşaf giydir istediğim çamaşırlarla, siyah şeffaf külotluçorabı da olsun,bir de 15cm topuklu”…Fatih istediği cvbı almıştı. Pazarlamıştı Cananı. Jeep’in içerisinde şimdi kendisiyle beraber şu an arabanın şöforu olan otobusteki genç, ergen ve Canan vardı. Ağayı biliyordu, kendisinden önce kadınına dokulunmasını istemezdi, dolayısıyla yapması gereken ağanın istediği şekilde giydirip sunmasıydı. Ağayı bildiğinden sevdiği kıyafetler,iç çamaşırları hep öncesinde hazırlardı. Karıyı sikmeden ağaya teslim etmek bu arada çok ağırına gidiyordu ama ödülünü biliyordu. Fatih ergen’e “Hadi getir şu çantamı, sonrada 37-38 numaralı mor topukluları deneyelim, olur orospuya kesin”. Ergen çantayı açtıkdan sonra giydirmek için Cananın bacaklarını ellemeye başladı, kendini tutmakda zorlandığı belliydi “Abi beni azdırıyor kevaşe,en azından ayaklarına boşalıyım”, Fatih ” Lan olum şimdi değil, hadi giydir çabuk” dedikten sonra iç çamaşırları ve çorabı giydirmişler, ayakkabı numarası 37 olan topukluyu da takmışlardı. Canan kendine geliyor gibiydi,suratına su attı Fatih.Ellerini ve ayaklarını bağladı arkasından. Neler olduğunu anlamaya çalışan Canan’ın tek gördüğü yanında 2 adam vardı, bir iki dakika sonrası kıpırdanmaya başladığında elinin ve ayaklarının bağlı olduğunu farketti, yanında ki kilolu adam kendisini izliyor, çarşafı giydiriyor ve küfrediyordu. Jeep yaklaşık 20 dk. sonra bir dubleksin arka bahcesinden giriyordu artık. Park ettiğinde Ergen olan Cananı doğrulttu ve Fatih ile beraber ayağındaki ipi çözerek, topukluyu da giydirip jeep’den aldılar. Evin arka kapısı açıldı.Cananın gözleri ve ağzıda bağlanmıştı bu esnada ve nereye yürütüldüğünün farkında değildi.Bir eve, kapalı mekana girdiklerini farketmişti, kıpırdamaya çalışıyor ancak gücü yetmiyordu.Şimdi Canan büyük bir odanın içinde siyah çarşaflı olarak köşede bir yerdeydi,elleri demire bağlanmıştı. 2 adam onu bıraktı ve kapı sesi duyuldu,kapanmıştı kapı.Yalnız mıydı Cebeci travesti odada…Birden bir ses geldi… “Ahh Natasha, ahh Natasha gel babana yavrum, dur önce gözlerini açıyım senin.” , Canan gözleri açılınca kendisinin büyükçe bir odada olduğunu farketti, karşısında yetmiş yaşı üstü bir adam vardı, ince vücutlu belki 65 kg civarlarında , 1.75 boyunda, uzun beyaz-gri sakallı, kafasında takkesi, elinde tesbihi olan bu adam onu süzüyordu.İğrendiğini hissetti. Arka tarafda büyükçe altın rengi döşemeli kral yatağını farketti.Ağa devam ediyordu dokunmaya ve konuşmaya “Natasham benim, gel babana yavrum, seni yavaş yavaş soyacağım..Natasham benim, senin ismin bu artık” derken Canan uğradığı şok karşısında donmuştu. Ağzındaki bantı Ağa çıkarırken ona uslu olmasını söylemişti şimdi de ama o birden acı acı bağırmaya başladı.2-3 sn. geçmeden tokat yedi suratına ve yalpalandı.Sonra bir tokat daha geldi ve ağlamaya başladı Canan. “Sana uslu olmanı söyledim ama Natasham benim.Bu anı bekliyordum ohh orospuuu, kevaşeee,sürtük,Natasham…” Küfretmeye başlamıştı ağa..Birden saçlarından çekerek tükürdü suratına, boğultulu sesiyle “Bana bak şimdi sürtük, ses çıkarma fazla ve gözlerime bak” diyerek çarşafını kavrayıp yukarı doğru çekti ve külotluçoraplı bacaklarını ellemeye başladı. Topuklularıyla Cananın bacakları sütun gibi görünüyordu ve kilodu ağanın istediği gibi kırmızı dantelli tangaydı. Ağa böylece bir müddet daha devam etti,çok zevk alıyordu, Canan ise dehşet yüz ifadesiyle kısık sesle ağlıyordu. Ağa üzerindekileri çıkardıktan sonra sadece beyaz kilotu kalmıştı. “Natasham benim şimdi senin ipini çözeceğim ama uslu ol,itaat et,kapı kilitli” dedikten sonra Ağa ipi çözdü. Canan’ın karşısında iğrendiği bir adam duruyordu ve karşı koyamadığı için çok öfkeliydi, ama yinede şansını denemek istedi. Canan elini hırsla ağaya yöneltirken bir tokat daha yedi ve yere düştü.Ağa “Eee yettin ama orospuu, gel buraya” diyerek kolundan çekip, sürükleyerek yatağın yanına getirdi.Bir tokat daha attıkdan sonra onu kaldırıp yatağa doğru domalttı.Yüzüstü yatağa yumulmuştu, topuklu ayakkabıları yere değişecek şekilde bitkin bir haldeydi.Şimdi artık zamanı geldiğini hissediyordu.Cananın çarşafını yine sadece kaldırarak külotluçoraplı götünü ve dantelli tangasınıda indirerek amını yalamaya sokuldu.Müthiş kokuyordu.Ağzını iyice amına doğru götürdü, yalıyor yalıyor azıyordu. Karının da ıslaklığını hissetmeye başladığında kilotunu indirdi, dirilmişti resmen. “Kevaşem benim, ağayı mutlu et şimdi, orospuuu” diyip önce penisini okşayan ağa “ah ah orospuu, senin namını bana çok anlattılar, minili gezip cocukları dahi kışkırtıyormuşşun kaltak, mutlu et şimdi ağayı, hadi Nataşham” diyerek Cananın türbanlı saçından tutup kendine çekiştirtikten sonra suratına tükürdü ve birden kadının’ın içine girdi, ve yatak ritme girip sallanmaya başlarken Canan altında ağlıyordu…Devamı için yorumlarınızı beklerim
Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32